28.3.15

Fark Ederek Yaşamak

Geçtiğimiz yıl mikrobiyoloji sınavıma çalışırken besin zehirlenmesi geçirince stafilokokları suçlamıştım, tamda o konuya çalışırken hastalandığım için.
Şimdiyse bu yıl okulda gördüğüm hastalıkların bir çoğunun sürekli olarak yakınlarımda ve yakın çevremde ortaya çıktığını fark ediyorum.
Önceden de böyle miydi diye düşünmeden edemiyor insan.
Gün geçtikçe hastalanan insan sayısı artarken, sağlıklı insan sayısı da giderek azalıyor.
Bu da yaşam kalitemizi düşüren bir durum.
Biz diyorum çünkü bizzat kendimiz hasta olmasak bile bir yakınımız hasta oluyor ve dolaylı yoldan bizler de etkileniyoruz.

Peki ne yapmak gerek?
Kıymet bilmek gerek sevgili okur.
Mesela yanında astım inhaleri taşıma zorunluluğun olmadan rahatlıkla dışarı çıkabiliyorsan, günde 4 kere-5 kere kendine insülin enjeksiyonu yapmak zorunda değilsen, bacakların tutuyorsa, kasların çalışıyorsa, henüz hiç bir şeyi unutmadıysan, karnında bir torbayla yaşamıyorsan, gözün görüyor, elin tutuyor, kendi işini kendin görebiliyorsan eğer bunları her an hatırlayıp her an şükretmek gerek.

Ha bunları yaşıyor da olabilirsin, mesela her gün insülin enjeksiyonunu yapıp saati saatine yemek yemek zorunda olabilirsin, solunum aletini yanında devamlı taşımak zorunda olabilirsin veya başka bir zorunlulukla yaşıyor da olabilirsin.
 Ancak yaşamanın kolay olduğunu kim söyledi ki zaten bize?
Yine de daha kötüsünün var olduğunu unutmayıp, haline şükredip, yaşama gayretini yitirmemelisin.
Çünkü yaşam dediğin çok kısa zaten.
Yaşıyorsak eğer yaşamamızın bir anlamı olmalı, en azından bu farkındalıkla yaşamalıyız.

Benzer şekilde hiç bir şey imkansız olmamalı bizler için.
Başarı anlamında da, beslenme anlamında da.
Örneğin ''her gün yemezsem ölürüm'' diyebileceğimiz bir besin olmamalı hayatımızda.
Bir besinin kölesi olmamalıyız bizler.
Ben besinleri çok fazla seven bir insanım mesela.
Limondan vazgeçemem, acılı-baharatlı olmazsa yediğim yemeğin tadını alamam diye düşünsem de hiç bir zaman dile getirmemiştim bunu.
Ancak geçtiğimiz günlerde 1 hafta boyunca reflü şikayetleriyle yaşayınca nasıl vazgeçildiğini öyle bir yaşadım ki sevgili okur.
Kısıtlanmak çok kötü bir şey.
O yüzden iş o raddeye gelmeden her şeyi dozunda tüketebilmekte.

(Bu arada ben beslenmeme bir müddet dikkat ettikten sonra şikayetlerim geçti ve normale döndüm, çok yüksek ihtimal stres kaynaklı bir durumdu benimki. En azından kendimi dışarıdan gözlemlediğimde bu sonuca ulaştım. Ancak geçmeyedebilirdi. Ve her an tekrar yaşayadabilirim aynı şeyi, bunun bilinciyle yaşıyorum artık.)

Hayatta her alışkanlık değiştirilebilir, vazgeçilmez sandığımız bir çok şey vazgeçilebilir ve imkansız sandığımız çoğu şey başarılabilir.
Sadece inanmak ve denemek gerekiyor, hepsi bu.

Yaşadığımız müddetçe umutta var.
O umudu yeşertmek bizlerin elinde...

Sevgilerle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder